HAZRET-İ MUHAMMED
Aleyhisselâm
-Hicretin Beşinci Yılı-
Örtünme Emri
Hazret-i Zeyneb -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in düğün yemeğinde dâvetliler geliyor, yemeğini yiyor, çıkıp gidiyordu. Herkes dağıldıktan sonra bir topluluk konuşmaya daldılar ve oturup kaldılar. Resulullah Aleyhisselâm kalkıp Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in odasına kadar gitti. Diğer hanımlarının odalarına da uğradı. Ziyaretçiler gitmişlerdir düşüncesiyle dönüp geldi, fakat onlar hâlâ oturuyorlardı. Hayâ ve edebinin üstünlüğünden ötürü zamansız oturuşlarının kendisine ağırlık verdiğini söylemekten çekiniyordu. Tekrar gitti geldi. Üçüncü defa gittiğinde çıktılar.
Hâne-i saâdet'lerine geldiğinde Âyet-i kerime'ler nâzil oldu:
"Ey müminler! Bundan sonra Peygamber'inizin evlerine yemeğe dâvet olunmadıkça vakitli-vakitsiz girmeyin. Dâvet edildiğiniz zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın, söze sohbete dalıp kalmayın. Çünkü bu haliniz Peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemekten utanıyor. Allah ise gerçeği açıklamaktan çekinmez." (Ahzâb: 53)
"Peygamber'in zevcelerine herhangi bir şey soracağınız vakit perde arkasından sorun. Böyle yapmakla hem sizin gönülleriniz hem de onların gönülleri daha temiz kalır." (Ahzâb: 53)
"Sizin Allah'ın Resul'ünü üzmeniz ve ondan sonra onun hanımlarını nikâhlamanız aslâ câiz olamaz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır." (Ahzâb: 53)
"Bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de muhakkak ki Allah her şeyi bilendir." (Ahzâb: 54)
Allah-u Teâlâ "Hicab" Âyet-i kerime'sini indirdikten sonra, mahremleri bu hükmün dışında tutarak şöyle buyurdu:
"O hanımlara babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve câriyeleri hususunda vebâl yoktur.
Allah'tan korkun!
Şüphesiz ki Allah her şeye şâhittir." (Ahzâb: 55)
Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhiselâm'ın muhtereme hanımlarının, kızlarının ve diğer mümine hanımların şereflerinin korunması için tesettüre riâyet etmekle sorumlu olduklarını beyan etmek üzere Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurdu:
"Ey peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle.
Zaruri bir ihtiyaçları olup dışarı çıkmak istedikleri zaman, dış elbiselerini üzerlerine giysinler. Bu onların ahlâksız kadınlardan olmadıklarının bilinmesi ve incitilmemesi için daha elverişlidir." (Ahzâb: 59)
"Cilbab" kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri, kadını tepeden tırnağa örten örtüdür.
Kaynak:http://www.hakikat.com/dergi/249/muhammedas249.html
Aleyhisselâm
-Hicretin Beşinci Yılı-
Örtünme Emri
Hazret-i Zeyneb -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in düğün yemeğinde dâvetliler geliyor, yemeğini yiyor, çıkıp gidiyordu. Herkes dağıldıktan sonra bir topluluk konuşmaya daldılar ve oturup kaldılar. Resulullah Aleyhisselâm kalkıp Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in odasına kadar gitti. Diğer hanımlarının odalarına da uğradı. Ziyaretçiler gitmişlerdir düşüncesiyle dönüp geldi, fakat onlar hâlâ oturuyorlardı. Hayâ ve edebinin üstünlüğünden ötürü zamansız oturuşlarının kendisine ağırlık verdiğini söylemekten çekiniyordu. Tekrar gitti geldi. Üçüncü defa gittiğinde çıktılar.
Hâne-i saâdet'lerine geldiğinde Âyet-i kerime'ler nâzil oldu:
"Ey müminler! Bundan sonra Peygamber'inizin evlerine yemeğe dâvet olunmadıkça vakitli-vakitsiz girmeyin. Dâvet edildiğiniz zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın, söze sohbete dalıp kalmayın. Çünkü bu haliniz Peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemekten utanıyor. Allah ise gerçeği açıklamaktan çekinmez." (Ahzâb: 53)
"Peygamber'in zevcelerine herhangi bir şey soracağınız vakit perde arkasından sorun. Böyle yapmakla hem sizin gönülleriniz hem de onların gönülleri daha temiz kalır." (Ahzâb: 53)
"Sizin Allah'ın Resul'ünü üzmeniz ve ondan sonra onun hanımlarını nikâhlamanız aslâ câiz olamaz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır." (Ahzâb: 53)
"Bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de muhakkak ki Allah her şeyi bilendir." (Ahzâb: 54)
Allah-u Teâlâ "Hicab" Âyet-i kerime'sini indirdikten sonra, mahremleri bu hükmün dışında tutarak şöyle buyurdu:
"O hanımlara babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve câriyeleri hususunda vebâl yoktur.
Allah'tan korkun!
Şüphesiz ki Allah her şeye şâhittir." (Ahzâb: 55)
Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhiselâm'ın muhtereme hanımlarının, kızlarının ve diğer mümine hanımların şereflerinin korunması için tesettüre riâyet etmekle sorumlu olduklarını beyan etmek üzere Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurdu:
"Ey peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle.
Zaruri bir ihtiyaçları olup dışarı çıkmak istedikleri zaman, dış elbiselerini üzerlerine giysinler. Bu onların ahlâksız kadınlardan olmadıklarının bilinmesi ve incitilmemesi için daha elverişlidir." (Ahzâb: 59)
"Cilbab" kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri, kadını tepeden tırnağa örten örtüdür.
Kaynak:http://www.hakikat.com/dergi/249/muhammedas249.html